Geçen hafta İstanbul Sanayi Odası , İSO Akademi ile yaptığımız Dijital İK eğitiminde, katılımcıların ilgisini çeken konulardan biri de Geleneksel İK ve Dijital İK arasındaki farklılıklardı.

→ İK yazılımlarını da Geleneksel İK yazılımları ile Dijital İK yazılımları olarak ikiye ayırmak gerekiyor. Hepsi sonuçta bir İK yazılımı ama aralarında süreç, tasarım ve verimlilik konusunda büyük farklar var. Aslında bunu en basit şekilde TV ve Bilgisayar arasındaki farka benzetebiliriz. Biri sadece veri gönderiyor, diğer ise hem veri gönderiyor, hem veri alıyor hem de veri girişine izin veriyor. Birinde son kullanıcı sadece veri alıyor, diğerinde ise son kullanıcı aynı zamanda veri girişi de yapabiliyor. 

→ Geleneksel İK yazılımları, İK’cılar için tasarlanırken, Dijital İK yazılımları çalışanlar ve yöneticiler için tasarlanıyor. Tasarımda dijital kullanıcı deneyimine önem veriliyor. Kullanıcı deneyimininde sadece görsel tasarıma değil, kullanılabilirlik ve verimliliğe de bakmak gerekiyor. Dijital İK yazılım geliştirme süreçlerinde çalışırken bu konular da üzerinde durduğumuz önemli konular.

❗️İK yazılım seçme süreci, genellikle hızlı geçilen ama sonrasında büyük problemler çıkaran bir konu. Talep, analiz, araştırma, tasarım, canlıya alma süreçlerinden bazıları atlanıyor veya süreçler ayrıntılı çalışılmıyor. Bunda İK’nın operasyonel yükünün fazlalığı da önemli bir etken. Üstelik her İK sürecinde ( İşe alım, Onboarding, LMS, PYS, İç iletişim.. ) dijitalde farklı trend ve teknolojik gelişmeler var ve bunlar hakkında da güncel olmak gerekiyor. 

→ O kadar bütçe ve zaman ayrılan İK yazılımları bir sene sonra kullanılmaz hale gelebilir. Bu da hem zaman hem de bütçe israfı demek. Bu konu sadece bir Dijital İK yazılımı konusu değil, şirket süreçlerini ve İK’cının proje başarısını da da etkileyecek bir konu. 

💬 Şirketiniz için yeni bir Dijital İK yazılımına geçmeyi planlıyorsanız veya İK yazılımızın güncelliği ve kullanılabilirliği konusunda soru işaretleriniz varsa, danışmanlık için iletişim sayfasından bana ulaşabilirsiniz.