Digital HR News 19. sayısından merhaba. Bu haftanın gündemi:
✋ Zoom el işareti tanıma özelliğini aktifleştirdi. Zoom, el işareti tanıma özelliğini iPhone ve iPad’lerden sonra masaüstüne de getirdi. Böylece görüşmeler sırasında soru sormak ya da yorum yapmak isteyen kullanıcıların el kaldırma tuşunu✋ bir soruya yanıt vermek ya da hemfikir olduğunu göstermek isteyen kullanıcıların ise anlaşıldı işaretini👍 aramalarına gerek kalmayacak. Bunu kullanabilmek için Zoom’u 5.10.3 versiyonuna güncellemek ve ayarlardan “El hareketi tanımaya göre aşağıdaki emojileri etkinleştirin” seçeneğini işaretlemek gerekiyor. Güncelleme sonrası özelliği bir görüşme denedim ve gayet kolay çalıştığını gözlemledim. Bu güncelleme ile beyaz tahta özelliği de sadece bir görüşme eklentisi olmaktan çıkarılıp ayrıntılı bir modül haline getirilmiş.
Kendimi iyi hissetmiyorum izni: GittiGidiyor çalışanlarına kendilerini fiziksel ya da duygusal olarak iyi hissetmedikleri zamanlar için sınırsız izin hakkı sundu. Kullanılan bu izin, ücretli izin olarak sayılıyor ve çalışanların yıllık izinlerinden düşmüyor. Son bir yıldır yan hakların yükselişine şahit oluyoruz ve bu yan haklarda ücretli izinler ilk sırada yer alıyor. Şirketlerin ücret haricinde yan haklar fonksiyonunu da geliştirmeleri ve “Yan Haklar” fonksiyonunu ayrı bir fonksiyon olarak ele alma zamanları gelmiş olabilir. Belki de ilerleyen yıllarda şirketlerde “Esenlik ve yan haklar” adında ayrı bir İK fonksiyonu görebiliriz 😉
Getir konum bazlı iş bulma platformu kurdu: Getiriş, konum bazlı servisi sayesinde iş ve çalışan arayanların birbirini daha kolay bulmasına imkan tanıyor. Getiriş’e, Getir uygulamasındaki ayrı bir sekmeden ulaşılıyor. İK’cılar için haber değeri taşıyan yeni bir iş platformunun kurulması değil, bunu Getir’in yapıyor olması. Bu hamlesi ile Getir, Gig ekonominin kariyer kısmına da el atmış oluyor. Eğer daha da geliştirilebilirse birçok kariyer sitesinden daha başarılı ve çok kullanılan bir uygulama da olabilir. Getir bu uygulama ile hem iş arayan hem de çalışan arayan kendi ekosistemi içindeki müşterilerini hedefliyor.
Tüm süreçlerde çalışanın özel numarasını ve iletişim bilgilerini paylaşmıyor, bu işlemleri uygulama üzerinden yapıyor. İlanlarda proje bazlı ve uzaktan işler de mevcut. Başka bir kolaylık da uygulamada başvuran adaylarla işletmelerin uygulama üzerinde basitçe mesajlaşma ve anlık görüntülü görüşme/mülakat yapabilmesi. Bu özelliği ile küçük işletmeler ve hızlı kapanması gereken pozisyonlar için çözüm sunmuş oluyor.
🌱 LinkedIn yeşil beceriler raporu. LinkedIn yeşil beceriler raporunda, yeşil beceriler, yeşil işler, ülke ve sektör trendleri yer alıyor. Yeşil işlerde çalışan yeteneklerin oranı 2015’ten 2022 ye kadar %38.5 artmış. Geçen yıl yayınlanan ilanların %10’nunda yeşil beceriler aranıyormuş. Yenilenebilir enerji ve çevre sektörü büyümeye devam ediyor. Fosil yakıt temelli enerji (gaz-petrol) sektörü çalışanlarının yeşil beceriler kazanıp yeşil işlere doğru geçiş yapabileceği programlardan bahsediliyor. Çalışanlar giderek daha fazla bu alana ilgi duymaya başlamışlar. En fazla büyüyen yeşil işlerden biri de sürdürülebilirlik yöneticisi
Raporda APAC ülkeleri için de bir değerlendirme yapılmış ve tüm raporda olduğu gibi “Sürdürülebilirlik” en önemli yeşil beceri olarak öne çıkmış.
Önümüzdeki yıllarda şu anda teknoloji ve yazılım sektöründe artan çalışan açığının bir benzerinin yeşil işlerde de gerçekleşmesi sürpriz olmayabilir. Yeşil işe alım firmalarının yaygınlaşmasını bekleyebiliriz. Yeşil beceri yoğunluğunda Türkiye 25 ülke arasında 17. sırada yer alıyormuş. Sürdürülebilirlik ve yeşil işler ile ilgili kişilerin bu raporuincelemesini tavsiye ederim.
LinkedIn Learning, Yeşil beceriler ile ilgili bir eğitimini 19 mayısa kadar LinkedIn üzerinden ücretsiz sunuyor. İK ile ilgili Yeşil iş örneklerini merak ediyorsanız 2014’te yayınlanan kitabım Kariyer 2.0’ın yeşil işler bölümüne bakabilirsiniz.( Buradan Pdf baskınına ulaşabilirsiniz.)
LinkedIn içerik oluşturucular için yeni analiz aracı. LinkedIn içerik oluşturucular için analizler bölümünü genişletti. Artık 7, 14, 28, 90 ve 365 günlük gönderi analizleri görüntüleyebiliyoruz. Özellikle yıllık görüntülenme ve beğeni/etkileşim sayılarını toplu olarak alabilmek güzel olmuş. Analiz aracında verileri iş unvanları, konum, sektör, kıdem, şirket büyüklüğü ve şirket kırılımı ile görebiliyoruz.
Şirkete bağlı çalışanlarınız bile işe alımcıların hedefinde. Çalışan bağlılığı İK için çok önemli bir konu oldu ama son birkaç yıldır çalışan bağlılığı konusu sanki gündemden düşmeye başladı. Bunun farklı bir nedeni olabilir mi? Gallup tarafından ABD’de yapılan bir araştırma sonucuna göre, her dört çalışan biri, son üç ayda yeni işe girmiş. Her on çalışandan biri, aktif olarak yeni bir iş aramadığı halde son üç ayda yeni bir işe alınmış.
Bunun en önemli nedenlerinden biri ise uzaktan çalışma fırsatlarının artması olmuş. Ayrıca şirketlerde boşalan kadrolar dolayısıyla işe alımcılar sadece iş ilanına başvuranlara değil, şirketlerde iş aramayan kişilere de odaklanmaya başlamışlar. İK’ya ilk başladığım yıllarda kurumdaki çalışanlar 10-15 yıllık çalışanlardı. Oysa şimdi özgeçmişlere baktığımızda 1-2 yıllık farklı şirket deneyimleri görüyoruz ve bu gayet normal bir durum. Bu da kıdem konusunda çalışan ve şirketlerde bir kültür değişimine işaret ediyor.
Yazıdaki çözüm önerileri neler? Şirkete bağlı ve iş aramayan çalışanlarınıza da odaklanın ve onların haklarını piyasaya göre güncellemeyi unutmayın (Özellikle de ücret ve yan haklar) Yöneticilerin daha proaktif olması ve bağlı çalışanlarla da ilgilenmesi öneriliyor. İK’nın çalışan gelişimine daha fazla odaklanması ve onu yeni becerilerle donatması gerekiyor. Yoksa o çok bağlı çalışanlar bile şirketten kolayca ayrılabiliyorlar.
👍 Bülteni beğenip daha çok kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz ✋Öneri ve görüşlerinizi yorum veya DM olarak LinkedIn’den bana iletebilirsiniz. Haftaya görüşmek üzere.
Dijital İK, İK Teknolojileri, Linkedin
Bu yazı 28 Nisan 2022 tarihinde Cengiz Çatalkaya tarafından yazılmıştır.
